Günümüzde her şeyi kontrol eden ve bir şeyleri dayatmaya çalışan yöneticilerin devri kapanıyor. Artık iyi bir yönetici olmanın yolu tevazudan, anlayıştan, güvenden ve cesaretli olmaktan geçiyor. İşte iyi yöneticilerin ve güçlü ekiplerin sırları…

Hepimizin iş hayatından iyi ve kötü yöneticiler geçmiştir. Bunların bir kısmı adaletli, motive edici, çalışanlarının en iyisini yapabilmelerini sağlayan yöneticilerden oluşurken diğerleri takım çalışmasına yatkın olmayan, tecrübesiz, stres yaratan ve çevredekilerin moralini bozan patronlardır.

Yaşam Koçu ve Gestalt Terapisti Céline Ricocé, yönetici pozisyonlarının oldukça hassas olduğunu söylüyor. “Bilinçdışında kimi yöneticilerimizi hayatımızdaki otorite figürleriyle bağdaştırabiliyoruz. Bir yöneticiyi bazı çalışanları çok severken bir kısmı da onunla aynı frekansta olmayabiliyor. Herkesin seveceği mükemmel patron tabii ki imkânsız, ancak çoğunluğa hitap edecek özelliklere sahip olmaları mümkün.”

İyi bir yönetici neler yapabileceğinin farkındadır

Yöneticilerin büyük bir kısmı bu mevkilere geldiklerinde neler yapacaklarını önceden bilmezler. Başka birinin yerine getirilirler, daha çok sorumluluk almak isterler ve alanlarında uzman oldukları için terfi ederler. Ancak bu konuma gelmiş olmaları çalışanlarını nasıl idare edeceklerini bildikleri anlamına gelmez. Peki, neden yönetici oluruz? Bu konuma gelmeye nasıl hazır oluruz? Bu soruları sormak elbette kaçınılmaz.

Uzman Psikolojik Danışman Zeynep Balcı, “İyi bir yönetici, işinin insan olduğunu çok iyi bilir. İnsan ilişkilerine, duygulara, yaratılan ortak değerlere, bireysel farklara ve ortak paydalara özen göstererek kişilerle iletişime geçer.” diyor. “İyi bir yönetici duruma ve kişiye uygun olarak yönlendirici, destekleyici, öğretici ve geliştirici liderlik becerileri sergileyebilir.”

Bir ilaç firmasında üst düzey yönetici olan Selim, bir ekibi yönetmenin “benden çıkıp biz olmak” ve egoyu bir kenara koymaktan geçtiğini söylüyor ve ekliyor: “Maalesef insan doğası gereği bunun tam tersini yapmaya meyilli ve sıklıkla kendi çıkarlarını ön plana koyuyor. İyi bir yöneticinin başkalarının problemlerine cevap aramaya koyulmadan önce kendi sıkıntılarını çözümlemesi gerekir.”

Günlük hayatta bir yönetici, yapılan işin organizasyonundan, kriz anlarını yönetmekten, hızlıca karar almaktan ve doğru adamları işe almaktan sorumludur. Bu saydığımız sorumluluklar kimi zaman gerginlik yaratan durumlara da sebep olabilir. Céline Ricocé, bu gerilimin çözümünün kendi gücünün ve sınırının farkında olmaktan geçtiğinin altını çiziyor.

Yönetici kendi problemlerini, korkularını ve hayal kırıklıklarını çalışanlarına yansıtmak yerine kendine, “Beni rahatsız eden, sinirlendiren nedir? Bu durumun benim otoritemle ne gibi bir ilgisi var?” gibi soruları yöneltmelidir. Bunu yaparken, hali hazırda kendisinde bulunan organizasyon, grup çalışması gibi iyi yönlerini öne çıkarabilir; iletişim, takım ruhu oluşturmak, çatışmaları dindirmek gibi diğer yetileri ise zaman içinde öğrenir ve geliştirebilir.

 

Derleyen: Müge UYSAL

Kaynakça:http://www.psychologies.com.tr

Paylaş: Facebook, Twitter, Google Plus